ZEYTİN KABUKLU BİTİ

Parlatoria oleae

Tanımı:

            Zeytin kabuklu biti genelde tozlu, parazitoit faaliyetinin olmadığı, öncelikle salamuralık zeytinliklerde(örneğin: Domat çeşidinde), ekonomik önemde zararlara neden olabilmektedir. Meyvelerin salamuralık özelliklerini azalttığı için ikinci dölünün meyvedeki zararı büyük önem taşır.

            Ergin dişinin kabuğu ovalimsi yuvarlak şekilde ve kubbelidir. Rengi, beyazımsı krem renginden koyu kül rengine kadar değişir. Koyu yeşil veya siyahımsı olan larva kabuğu, dişi kabuğunun kenar kısmında veya dışına taşmış durumdadır. Kabuk boyu 2–2,5 mm’dir. Ergin dişinin vücudu, oval şekilde olup, koyu eflatun veya mor renktedir. Erkek, pembemsi eflatun renkte, 1 mm uzunluğunda, narin yapılı ve bir çift kanatlıdır.

            Yumurta, koyu eflatun veya mor renkte olup, düzgün oval biçimindedir. Yumurtalar, dişinin kabuğu altında, birbirleri üzerine yığılmış bir şekilde dururlar.

            Yumurtadan çıkan ve hareketli olan larva, basık oval görünümlü ve eflatun renklidir. Bu dönemin sonlarına doğru genç larvanın üzerinde, mum salgılarından oluşan kabuk örtüsü meydana gelerek hareketsiz dönem başlar.

Yaşayışı ve zararı:

            Zeytin kabuklu biti, kışı ergin, bazen de nimf döneminde geçirir. Yumurtalarını o yılın iklim koşullarına göre, nisan ayının ilk yarısı veya mayıs ayının ilk haftasında bırakmaya başlar. Yumurtlama, 2 aya yakın süre devam eder. Mayıs ayı ortaları veya sonlarına doğru görülen hareketli larvalar; dallara, yaprak ve meyvelere giderek, kendilerini uygun bir yere tespit eder ve beslenmeye başlarlar. İkinci döle ait yumurtalar, temmuz ortaları veya sonlarında görülür. İkinci dölün erginleri genellikle kışlamaya çekilir. Zararlı yılda 2–3 döl verir.

            Zeytin kabuklu biti, zeytin ağaçlarının gövde, dal, sürgün, yaprak ve meyvelerinde zarar yapar. Bitki özsuyunu emerek ağaçları zayıflatır, verimlerinin azalmasına ve kurumalarına neden olur. Dallar emgi sonucu çatlar, yapraklarda kıvrılmalar olur ve vaktinden önce dökülür. Bunu yanı sıra, zararlının zeytin daneleri üzerinde beslenirken salgıladığı toksik madde sonucunda, 3–4 mm çapında kırmızı ve mor lekeler ve deformasyonlar meydana gelmektedir. Özellikle salamuralık çeşitlerde meyvelerin kalitesi düşmekte ve önemli ekonomik kayıplar meydana gelmektedir.

Konukçuları:

Zeytin kabuklu biti, polifag bir zararlıdır. Ülkemizde zeytin, elma, şeftali, kiraz, vişne, erik, kayısı, yenidünya, muşmula, ahlât, üvez, ceviz, bağ, kestane ve süs bitkilerinde zararlıdır.

 

Mücadelesi:

a) Kültürel önlemler

            Zeytin kabuklu biti, genellikle nem oranı yüksek sahil kesimleri ile sulanan bahçelerde yer alan ve yeşil sofralık olarak değerlendirilen zeytin çeşitlerini daha çok tercih eder. Bunun yanı, sıra tozlu yol kenarları, sık olarak tesis edilmiş, budama ve aralama yapılmayan, güneşlenmenin ve hava akımının az, orantılı nemin yüksek olduğu, etrafı kapalı çukur bahçelerde zararlı yoğunluğunun yüksek olduğu bilinmektedir.

            Bu nedenle, kuruyan dallar kesilmeli, ağaçların havalanması ve güneşlenmesi için budama ve aralama yapılmalı, toprak işlemesi, sulama ve gübrelemeye önem verilmeli, fazla sulamadan kaçınılmalıdır.

b) Biyolojik mücadele

            Zeytin kabuklu bitinin doğal düşmanları, zararlı popülâsyonunu sınırlayıcı öneme sahiptir. Bunlar, özellikle ilk döle ait ergin dişi ve ikinci döle ait ikinci dönem nimfler üzerinde oldukça etkilidir. Bu durum göz önüne alınarak, zararlıya karşı yapılacak mücadelelerde, önce parazitlenme durumları saptanmalı ve gerekiyorsa ilaçlı mücadeleye karar verilmelidir. Eğer %50 gibi yüksek parazitlenme varsa, ikinci döle karşı kimyasal mücadele yapılmamalıdır.

c) Kimyasal mücadele

            Zeytin kabuklu bitinin yaprak ve sürgünlerde zarar yapan birinci dölüne karşı, çok yüksek popülâsyonların dışında, ilaçlama yapılmamalıdır. Böylece, bu dönemde zarar yapan Kara koşnil ve Zeytin sineği gibi zararlılara karşı da ilaçlama yapılmadığı için, bahçedeki doğal düşmanlar korunmuş olacaktır.

            Zararlının ikinci dölünde ise, bahçedeki zararlı yoğunluğu ve parazitlenme oranı göz önüne alınmalıdır. Zararlı yoğunluğunun yüksek, parazitlenme oranının da %50’den düşük olduğu bahçelerde, larvalara karşı kimyasal mücadele yapılmalıdır. Bunun için, temmuz sonu ağustos başlarından itibaren, yumurtalı dişiler kontrol edilecek ve yumurtaların %50’sinin açıldığı (ikinci döl ergin oranının %70-80’i bulduğu) zaman, ilaçlama yapılacaktır. İlaçlamalarda, olabildiğince seçici ilaçlara ağırlık verilmelidir.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir